Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Şevket Selimoğlu

FATİH SULTAN MEHMET VE İSTANBUL’UN FETHİ

Hayatı buyük maceralarla dolu olan Fatih Sultan Mehmet, 1432-1481 yılları arasında yaşamış büyük bir padişahtır. 29 Mayıs 1453 senesinde İstanbul’u fethedişi, dünyanın yeni bir şekil almasına zemin hazırlamış ve orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır…

Fatih Sultan Mehmet iyi bir tahsil görmüş, babası İkinci Murat tarafından fetihlere ve zaferlere hazırlanmış bir insandır. İkinci Murad’ın dinlenme isteği ile 1444 senesinde tahtı 12 yaşındaki Fatih’e bırakması, Avrupa’nın iştahını kabartmış ve yeni yeni savaşların başlamasına zemin hazırlamıştır…

Bu gelişmeler üzerine Fatih Sultan Mehmet, babası II. Murad’ı yeniden devletin başına geçmesi için çağırmış ve babasının gelmediğini görünce şöyle bir davet yapma zorunda kalmıştır:

” Babacığım, eğer padişah sen isen görevinin başına gel ve görevini yap, yok padişah bensem emrediyorum, yine görevinin başına gel… ”

Bu dvetin üzerine İstanbul’a gelen İkinci Murat, 1451 senesindeki vefatına kadar Padişah olarak hizmet verir. Babasının vefatı üzerine ikinci defa tahta geçen Fatih Sultan Mehmet Han 1451- 1481 yılları arasında otuz yıl padişahlık yapar ve Osmanlı ordusunu zaferden zafere ulaştırır…

Bu zaferlerin en önemlisi İstanbul’un fetih olayıdır. Kısa zamanda Rumeli Hisarının yapılması, Edirne’de dökümü yapılan topların İstanbul’a getirilmesi, aşırtma topların yapılması ve gemilerin dağlardan aşırılarak Haliç’e bir gecede indirilmesi İstanbul’u fetih olayının önemli safhalarını teşkil etmektedir…

Bu akla dayalı ve ilme dayalı gelişmeler Fatih’in şehri almasında büyük faydalar sağlamıştır. Fatih’in zekâsı ve ilmi, etrafına topladığı ilim adamlarının sonsuz gayreti İstanbul’un Fethinde itici güç olmuştur. Fetih yıldönümlerinde bu fetih ruhunu insanımıza ve bilhassa gençlik kesimine aktarılması gerekir. Yoksa hamasi nutuklarla ve gösterilerle bir yere varmak mümkün değildir…

Yapılacak iş içinde bulunduğumuz çağa uygun çalışmalar yapmak ve gençlerimizi yarınlara hazırlamaktır. Onun için bu yazımı yıllar önce bir fetih yılında yazdığım YİĞİTLER adını taşıyan şiirimle noktalamak istiyorum…

YİĞİTLER

Tevhîd yumağını örsün yiğitler,
Koca Fatihleri görsün yiğitler.
Şehitlik aşkıyla düşsün yollara;
Uzayda gemiler sürsün yiğitler.

Selimoğlu

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER