Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Seçim uzmanından sistem uyarısı

Erken seçim tartışmalarının gündeme geldiği son günlerde, Ak Parti’de de

Erken seçim tartışmalarının gündeme geldiği son günlerde, Ak Parti’de de bir seçim mevzuatı değişikliği çalışması yürütüldüğü kulislere yansıyor.

Seçim tartışmalarının sistem ve yöntem boyutuyla ilgili olarak değerlendirme yapan Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi, Dr. Bülent Özgül, Türkiye’de yürürlükteki sistemle yapılacak seçimlerde anayasal kriz tehlikesi bulunduğuna dikkat çekti.

Türkiye’de uygulanan Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi ile parlamento seçim sistemi arasında yaşanan uyumsuzluk nedeniyle, Türkiye’de sistemsel bir anayasa krizi yaşanabileceğini öngören Özgül, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:

“Ülkemizde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde salt çoğunluk sistemi uygulanmaktadır. Yani, cumhurbaşkanı seçilebilmek için kullanılan oyların yarısından bir fazla (%50+1) oy almanız gerekiyor. Bunu ilk turda temin eden bir aday çıkmazsa, ikinci tura kalan iki adaydan bir tanesi, salt çoğunluğu alarak seçimi kazanmış oluyor. Milletvekili seçimlerinde ise %10 barajlı d’Hondt sistemi uygulanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekili seçimine ayrı ayrı oy kullanıldı geçen seçim. 2018’de partisiz cumhurbaşkanı seçimi yaptık, seçim geçtikten sonra ise cumhurbaşkanının parti genel başkanı olmasının yolu açıldı.

Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi için ayrı ayrı oy kullanılması, istikrar açısından sıkıntı yaşatabileceği gibi, ters bir sonuç ortaya çıktığında da büyük bir devlet ve yönetim krizi ortaya çıkarabilme potansiyeline sahiptir. Mevcut sistemde, seçilen cumhurbaşkanının partisinin mecliste çoğunlukta olamaması tehlikesi bulunmaktadır. Ki, son seçimde aslında öyle bir sonuç da ortaya çıkmıştır. İttifaklar sistemi olması, MHP’nin AK Parti’ye Cumhur İttifakı bağlamındaki desteğini seçimden sonra da sürdürmesi, sistemde bir sorun çıkmasının önüne geçmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel başkan olduğu partisi, mecliste 600 milletvekilinden 295 tanesini kazanabilmiştir, yani meclis çoğunluğunu elde edememiştir.

Bu sistemle gidilecek yeni bir seçimde, ters bir sonuç çıkması ihtimali her zaman olacaktır ve bu sistem açısından bir risktir. İstediği yasa ve kararları meclisten geçiremeyen bir cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanıyla uyumlu çalışmayan bir meclisin ülke açısından yaratacağı sıkıntı ortadadır.
Cumhurbaşkanlığı sistemi devam edecekse, milletvekili seçiminin, cumhurbaşkanlığı seçimiyle uyumlu hale getirilmesi gerekir. Bunun için, dar ya da daraltılmış bölge seçenekleri ile iki turlu salt çoğunluk sistemi öne çıkan seçenektir. Böylece seçilmiş olan cumhurbaşkanının, mecliste de gerekli çoğunluğu yanında bulması sağlanmış olacak ve cumhurbaşkanı ayrı partiden, meclis çoğunluğu muhalefetten olması riski ortadan kalkacaktır. Bu nedenle, istenen güçlü bir yönetim anlayışı ise, mevcut sistemde mutlaka revizyon yapılması şarttır.”

Seçim sistemiyle ilgili tartışmaların gecikmeden gündeme gelmesi gerektiğine de dikkat çeken Özgül, “Seçim mevzuatında yapılan değişikliklerin ilk seçimde geçerli olabilmesi için, söz konusu değişikliklerin üzerinden en az bir yıl geçmesi gerekmektedir. Seçimler zamanında yapılacak olursa yaklaşık iki buçuk yıl, zamanından önce yapılacak ise belirsiz kısa bir süre kalmış durumdadır. İstenen değişikliklerin seçimlerde uygulanabilmesi için vakit kaybetmemek gerekir. Bu nedenle, seçim sistemi üzerine tartışmaların kamuoyu gündemine gelmesi ve sağlıklı bir biçimde tartışılması gereklidir diye düşünüyorum.” dedi.

YEREL SEÇİMLER İÇİN DE SİSTEM DEĞİŞİMİ TARTIŞILMALI

Yerel seçimlerde ciddi bir temsil sorunu yaşandığına dikkat çeken ISUBÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı Dr.Öğr.Üyesi Bülent Özgül, “Belediye başkanı seçilmek için basit çoğunluk sistemi uygulanıyor. Yani, diğerlerinden bir fazla oy almanız yetiyor. Bazı yerlerde yüzde yirmiler civarında oyla seçilen belediye başkanlarına şahit olabiliyoruz. Bu, belediye başkanının meşruiyeti ve yönetim gücü açısından bir sorun yaratıyor. Diğer yandan, belediye meclisi seçimlerinde ise d’Hondt sistemine göre üyelikler dağıtılıyor. Bu da, düşük oylarla seçilen belediye başkanlarının mecliste muhalefetin karşısında azınlığa düşmesine neden olmaktadır. Bunun somut örneklerini, bugün pek çok belediyede net bir biçimde görüyoruz. Başkanlar, seçilmiş olmalarına rağmen mecliste çoğunluğa sahip olamadıkları için, istedikleri pek çok kararı çıkaramamakta, etkin ve güçlü bir yönetim sergilemek konusunda, bu durum zafiyet yaratmaktadır. Bu nedenle, belediye başkanlığı ve belediye meclisi seçimlerinin de mutlaka yeniden ele alınması gereklidir.” dedi.