Ülke genelinde 16 milyon Isparta’da 80 bine yakın öğrenci 2012-2013 eğitim- öğretim yılına merhaba dedi. 3 ay süren yaz tatilinden sonra öğrencilerimizin daha derli toplu ve heyecanlı bir şekilde okullarına, arkadaşlarına, öğretmenlerine kavuşmaları elbette önem arzeden bir olaydır. Çocuklarımız ve gençlerimiz; biz sizleri seviyoruz ve önemsiyoruz. Sizleri çok yönlü donatılmış olarak, geleceğe hazırlamak için gerekli tedbirlerimizi aldık ve dört gözle sizleri bekliyorduk. Sizler de hazırsınız değil mi?
Arkadaşlar, lütfen; söz ve davranışlarınızda, sokağın çirkin unsurlarına özenmeyiniz ve kendinizi, ailenizi ve toplumda beraber yaşadıklarınızı üzmeyiniz.
Çocuklarımız ve gençlerimizde; başıboşluk, boş vermişlik, dikkatsizlik, saygıda, sevgide ve hoşgörüde kusurlu davranmak, zararlı alışkanlıklara yönelme ve en önemlisi de sadece kendini, kendi meşguliyetini, kendi tercihlerini öne çıkararak diğerlerini dikkate almamak, görmezden gelmek ya da görmemek…gibi yanlışlıklar doğru değildir ve her ortamda sergilenmemelidir.
Cep telefonu bağımlılığı, aynı zamanda radyasyon zararları da, maalesef her mekânda çocuklarımızı esir almış durumda. Cep telefonlarını ellerine yapıştıran çocuklarımızın tüm melekeleri ve dikkatleri orada yoğunlaşıyor. Sadece ona bakmaya çalışan, yürümekte güçlük çeken ve diğer insanlara çarpan, trafikte tehlike oluşturan, sınıfta dersi aksatan,teneffüste yorgunluğunu arttıran;yemek masasında,kır gezintisinde,düğünde,eğlencede,grup halinde birlikte yürürken ve otururken konuşmak yerine cep mesajları ile haberleşenler…Bizim çocuklarımız. Geleceğimizi sizlerle kuracağız Sizleri, güzel özelliklerle donanımlı olarak yetiştirmek, en önemli görevlerimizden daha da önemlidir. Geliniz, şu anda ve gelecekte zarar göreceğiniz tehlikelerden birlikte korunalım.
Bilgi, kültür, medeniyet değerleri, milli, manevi, ahlaki değerlerimiz, tarih ve coğrafya bilgisi; saygı, sevgi, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, iddia, ideal ve hayaller; dürüstlük, çalışkanlık ve başarı…gibi güzellikler olmazsa olmaz özellikleriniz olmalıdır. Aynı zamanda çağdaş değerler ve teknoloji ile de tanışmalısınız.. Ama teknolojinin esiri de olmamalısınız. Siz teknolojiye hükmedebilecek seviyede olmalısınız.Teknoloji aksesuarlarının, sizleri her mekanda stüdyo şeklinde dolaştırmasına izin vermeyiniz.
Çocuklarımız ve gençlerimizde kuralsızlığı tercih etme alışkanlıkları; göz yumdukça, müsamaha gösterdikçe, müdahalede geç kaldıkça yaygınlaşıyor ve onların karakteristik özelliği haline geliyor. Bütün unsurlar; aile, okul, öğretmen, öğrenci, güvenlik ve sosyal çevre el birliği ve gönül birliği yapmadıkça olumsuzluklar yaşanmaya devam edecektir.
Son yıllarda, arkadaşlık ilişkileri, menfaatler ölçüsünde değerlendirilir oldu. Gerek çocuklarımızın donanımındaki ihmallerimiz, gerekse onları hak etmedikleri özgürlükleri sınırsızca kullanmaya yönlendiren program ve diziler, bu sonuçların oluşmasına katkı sağlamaya devam ediyor. Sahi; okulla, öğrenciyle, öğretmenle ve okul ortamında eğitim- öğretim hedefleriyle çelişen uygulamalarla söz ve davranışlarla, uygunsuz kılık ve kıyafetle ilişkilendirilmeyen dizi yok gibi.
Her nedense onarılması imkansız tercihlerimiz ve telafisi mümkün olmayabilecek özentilerimiz var. Sadece görmekle uyguladığımız, alışkanlık haline getirdiğimiz vaz- geçilmezlerimiz var.
Çocuklarımız ve gençlerimiz; eğitim-öğretim, ders çalışmak, kurallara uygun giyinmek, yerine; zamanını boşa geçirme, sağlığına zarar verecek yiyecek içeceklere yönelme, arkadaşlık ilişkilerini söz ve davranışları ile çirkinleştirme, görüntü kirliliği oluştuğunun farkında olmadan, onları görenleri ve bakışları ile uyarmaya çalışanları görmemek ya da görmezden gelmek… gibi yanlışlıklara özenmektedirler. Ve bu anlayış, küçük yaş gruplarına kadar yaygınlaşmış vaziyette. Asıl dikkat çekilmesi gereken bir nokta da, öğrencilerin ilişkileri. “Sınırsız Özgürlük” adı altında sergileniyor.
Sokakların çirkin yüzünün; çocuklarımız ve gençlerimize zarar vermesine anne-babalar, okullar, öğretmenler, sosyal çevre, sivil toplum kuruluşları, görsel ve yazılı basın… mutlaka engel olabilecek tedbirleri almalıdırlar. Yanlışların hayat felsefesi haline getirildiği bir toplumu hayal etmek bile istemeyiz değil mi? Lütfen çocuklarınızın ders dışı zamanlarda ne tür yanlışlıklarla meşgul olduğu konusunu ciddi manada değerlendiriniz. Akşam, hatta yatsı vaktinde, özellikle de moda tabirle, sevgililer; kirli, izbe, karanlık, terk edilmiş…mekanlarda( rastgele duvarlar, apartman girişleri,çöplükler,balkon altları,yıkık harabe binalar..vb.) haddini aşan
Bu sıraladıklarımızla taban tabana zıt; iyilik, güzellik, sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışmayı yaşayan ve yaşatan, kurallara uyan, kimliğine ve kişiliğine zarar verecek unsurlarla mücadele eden dürüst, çalışkan ve başarılı çocuklarımız ve gençlerimiz elbette ki yanlış yapanlardan daha fazla. Onları alkışlarla tebrik ediyoruz. Yanlış yapanların da, zamanla güzel özelliklere uygun olarak, toplumda yerini alacağına dair umutlarımızı yitirmemeliyiz. Sadece keşke demek zorunda kalmamaları için çaba harcıyoruz.
Bütün çocuklarımızı ve gençlerimizi seviyoruz, onlara güveniyoruz. İyinin, güzelin faydalı; kötünün, çirkinin zararlı olacağını öğrenmeleri hepimize mutluluk verecektir.
Tüm öğrencilerimizin, gözlerinden öpüyor,başarı dileklerimizle, geleceğe emin adımlarla yürüyecek güç ve bilgiye ulaşmalarını temenni ediyoruz….
Saygılarımla………….
İsmail ASLAN
Milli Eğitim Müdür Yrd.
YORUMLAR