H.A.A.R.P – Kıyamet Silahı
Bir gün cebinde bir cihaz olan adam Newyork ’ ta bulunan bir inşaata girdi. Cihazını çelik kirişlerden birine bağladı… Cihaz çalıştıktan sonra çelik yapı sallanmaya başladı. Sallantı öyle bir hal almıştı ki, inşaat işçileri panik içinde en alt kata kaçtılar. Polis de gelince adam cihazı cebine koydu ve kaçmaya başladı. Görgü tanıkları, sallantının on dakika daha sürmüş olması halinde binanın çökebileceğini söylüyorlardı.
Bu cihazı çalıştıran kişi Nikola TESLA’dır. TESLA’nın bulduğu bu buluş geliştirebilse, dünyanın tek hakimi bu cihaza sahip olan ülke olacaktı.
ABD & İSRAİL
H.A.A.R.P yüksek enerji çıkışları ile iyonosferin ısıtılması ve burada bir takım değişimler yapılarak etkilerinin incelenmesi için başlatılmış bir projedir.
Bu enerji merkezinin 1 saat boyunca çalıştırılması durumunda HİROŞİMA’ ya atılan atom bombası kadar enerji ortaya çıkacağı hesaplanmıştır.
Bunun üzerine ABD, HAARP yapımına başladı… HAARP, çok ilginç bir yere konuşlandırıldı. Alaska-Gakona’da askeri üssün yakınlarında ve kimsenin girmediği özel bir alanda bu tesis kuruldu. Niçin burası seçilmişti ? Çünkü burası dünyanınelektro manyetik alanlarına müdahale edebilmek için en iyi yerdi. İkincisi ise insanlardan ve gözlerden uzak, korunması kolaydı.
HAARP ile ilgili iddiaların büyümesinde HAARP’ın Hava kuvvetleri ve Donanma tarafında finanse edilerek, askeri bir üste kurulması, baştan beri hakkında yeterli bilgi verilmemesi rol oynamıştır.
BU TEKNOLOJİ İLE NELER YAPILABİLİR ?
1- İklimler değiştirilebilir.
2- Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir.
3- Ozan tabakası ile oynayabilir.
4- Deprem yaratabilir.
5- Okyanus dalgalarını kontrol edebilir.
6- Dünyanın enerji alanları ile oynayarak insan beynini kontrol altına alabilir.
7- Radyasyon yaymayan termonükleer patlama oluşturabilir.
TÜRKİYE DEPREMLER ÜLKESİ OLDU
1996’da Kardak kayalıkları deprem ile haritadan silindi ve kayalık krizi sona erdi !.. Ne büyük rastlantı ki bu deprem, iki ülke birbirine düşmek üzereyken gerçekleşerek krizi sona erdirdi.
Şili deprem’inde gökyüzünün rengi değişti ve büyük bir kırmızı halka oluştu.
EVRENSEL IŞIK PROJESİ H.A.A.R.P
17 Ağustos 1999’da Gölcük Depreminde on binlerce insanımız öldü. (ABD’nin San Francisco San Andreas fay hattının Türkiye’de ki fay hattına benzemesi olası bir depremin neticelerini öğrenmek için, Türkiye’deki depremin HAARP ile yapıldığı ciddi delillerle ileri sürüldü.)
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 76 yıllık tarihinde Rütbe devir teslim törenleri, uluslararası olmamasına rağmen ilk defa İsrailli Subaylar neden Gölcük’e geldi. Neden 17 Ağustos 1999’da Donanma Komutanlığı’nın devir teslim törenine katıldılar.
Enkaz altında kaç İsrail askerinin öldüğü, kaçının yaralandığını soran olmadı. O felakette kaç İsrail askerinin öldüğünü ne Genelkurmay yayınladı, ne de İsrail böyle bir bilgiyi açıklamak nezaketinde bulundu.
Herkese verdikleri imaj ise, oraya bize yardım için geldikleri şeklindeydi. Hemen bir hastane kurdular. Yaralarımızı sarmaya yardımcı olmak için, daha sonra o bölgede bir yerleşim merkezi kuracaklarını açıkladılar.
Esas amaçları, enkaz altındaki askerlerini ve önemli askeri malzemelerini çıkartarak götürmekti. Gerisi paravan operasyondu. Biz de Bak şu İsrail’e helal olsun, hemen yardımımıza koştu diyerek sevindik.
Rusların yardım için gelen gemisi neden boğazlardan içeri alınmadı ? (Çünkü Ruslar ABD ve İsrail’in “TESLA DEPREM MAKİNESİ”’ni denediklerini anlamıştı ve kanıtlar olabileceği düşüncesi ile Gölcük’e acilen bir gemi göndermişlerdi.) (Bill Clinton neden deprem bölgesine gelip, burnunu bir çocuğa tutturdu ?)
Gölcük’ten İstanbul Avcılar’a kadar geniş bir alanda insanlarımız tarafından görülen “ATEŞ TOPU”’nun ne olduğunun hala açıklanamaması (HAARP-TESLA MAKİNESİ sayesinde iyonosfer tabakasından yeryüzüne yansıtılan ışık olduğu niye söylenmedi)
20 Ağustos Cuma akşamı televizyonlar bir İsrail uçağının Ataköy açıklarında denize düştüğünü duyurdu. Ancak bir süre sonra haber kesildi ve uçağın akıbeti hakkında bir daha haber alınamadı. Uçak düştükten kısa bir süre sonra teknesiyle o sırada Ataköy açıklarında olan balıkçı, Abdullah KAPLAN tarafından kurtarılmıştı.
Abdullah Kaptan olayı şu ;
“Uçağın düştüğünü görünce derhal yardıma gittik. Uçağın kanat kısmı hasar almıştı. Hemen uçağı bağladık ve Zeytinburnu limanına çektik. Teşekkür beklerken küfür yedik, ne olduğunu biz de anlamadık”
Bir tedbir olarak tüm bölge ve hatta bütün İstanbul 4 saat süre ile haberleşme ablukası altına alındı. Elektrikler kesildi ve telefonlar iptal edildi. Kimsenin birbiri ile haberleşmesi istenmiyordu.
Cumhurbaşkanı dahi sabah benim de telefonlarım kesikti. (Türkiye’de bütün yerlerin telefonları dahi kesilse önemli kurumların kesilmez. Çünkü uydu telefonları vardır. Ama uydu iletişimini dahi kestiler.)
1999 Ağustos depreminin başladığı nokta olduğu ifade edilen bölge neden derhal askeri karantinaya alınarak dalışa yasak bölge ilan edildi?
Deniz altında oluşan radyasyon anlaşılmasın, dibe çöken kalıntılar araştırılmasın ve patlama sonucu meydana gelen denizaltı krateri ve çukur ortaya çıkarılmasın diye bu bölge derhal askeri karantinaya alınarak yasak bölge ilan ediliyordu.
Yazının devamı önümüzdeki yazımda..
Saygılarımla