İmân kalesinin şeref burcunda
Meşveretten çıkan, HAKK ikrarım, can
Kan ile yoğrulan vatan harcında
Ay, Yıldızlı bayrak iftiharım, can
Göbek kasık arasında gidene
Aklını, behimi sevda güdene
Dünyâ meaına secde edene
Tağut ilâh diyen kula bârım, can
Ben Nebii Zişanımın dilinde
Veysel garaniyim Yemen çölünde
Ben vardım, göz nuru iki gülünde
Özde Din-i mübin ihtiyârım, can
“Yetimin başını okşayın” diyor
Bunu Rahmetenlil alem söylüyor
Mizân’ı-Âdalet beyân eyliyor
Habib müjdesiyle bahtı yârım, can
Fatih iken Yavuz oldum selimde,
Süleymanken hatem vardı elimde
Yelken açtım gözden akan selimde
Eyyûbel Ensâri pire yârım, can
Farzı ayın olan cihâddan mahrûm
Edilip, salibin emrine ma’kûm
Nerede göz yaşı dökerek mazlûm
Feryâdediyorsa orda varım, can
Halîkın önünde secde ettikçe
Makbûl düalarla arşa gittikçe
Kış gelip ilk baharlar bittikçe
Beş mevsim solduramaz gülzârım, can
Varıpta RAVDA’ya dökem derdimi
Evvelen dilimde olan virdimi
Zikredip dünyaya, döndüm ardımı
Sultan Ebû ZERR’deki diyârım, can
Lâ yüsel değilsin mes’ûlsün dinden
Alemi berzahta hesab var kinden
Mübâşir: beni çağırır, ilkinden
İslâm yed’indeki zülfikârım, can
Yetmiş düvel yetmiş yerden saldırsa
Bini doğar, bir İSLÂMİ öldürse
Cetvel ile milim milim böldürse
El süremez Sultanımdan şâr’ım, can