Gülün hastalığı da var

Tıp dilinde Akne Rosasea olarak bilinen gül hastalığı, toplumda oldukça sık görülüyor. Hastalığın dönem dönem söndüğünü fakat belli bir zamandan sonra yeniden aktif hale geldiğini belirten Isparta Özel Davraz Yaşam Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Demet Kesici, önemli uyarılarda bulundu.Gül hastalığı olma sebebinin gülle bir alakası olmadığını ifade eden Özel Davraz Yaşam Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Demet Kesici, […]

Tıp dilinde Akne Rosasea olarak bilinen gül hastalığı, toplumda oldukça sık görülüyor. Hastalığın dönem dönem söndüğünü fakat belli bir zamandan sonra yeniden aktif hale geldiğini belirten Isparta Özel Davraz Yaşam Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Demet Kesici, önemli uyarılarda bulundu.Gül hastalığı olma sebebinin gülle bir alakası olmadığını ifade eden Özel Davraz Yaşam Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Demet Kesici, “Hastalık yüzde kızarıklıkla başlayıp, bunun zemininde gelişen kılcal damarlarda çatlama kırmızı veya irinli sivilcelerin eşlik etmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Öncelikle ciltte ve yüzde özellikle ortaya çıkıyor. Kızarıklık atakları ortaya çıkıyor. Yanma ve batma olarak devam ediyor. Daha sonra cilt hassas olduğu için kılcal damarlarda genişleme olup irinli sivilceler oluşmaya başlıyor. Gözü etkileyebilir ama onun dışında herhangi bir iç organı tutan bir rahatsızlık değildir. Genellikle yüzü tutar. Özellikle hastalar bu sivilce ve kaşıntılardan şikayetçi oluyorlar ve direk bizlere başvuru yapıyorlar.” dedi.

GÜL HASTALIĞINI TETİKLEYEN FAKTÖRLER

Gül hastalığını tetikleyen faktörleri anlatan Kesici, “Öncelikle güneş, stres, aşırı alkol kullanımı, çay kahve ve kafein kullanımında fazlalığa kaçılmaması gerekir. Yemek buharı ve sıcak ortamlar bu durumları tetikler ve hastanın bu ortamlardan uzak durması gerekir. Yiyecek olarak ise acı ve bol baharatlı turşu gibi yiyecekler hastalığı alevlendirir. Öncelikle hasta bunlardan uzak duracak. İkinci basamak olarak ağızdan ve lokal olarak kremler veriyoruz. Bunun dışında vitaminli ilaçlar vererek tedavi sürecini başlatıyoruz.

TEDAVİ ÖNEMLİ

Bu tarz hastalıkların hassas cilt yapılı insanlarda ve açık tenli kişilerde ortaya çıktığını belirten Kesici, “Daha çok 30’lu yaşlarda kızarıklık başlıyor ve 40’lı yaşlarda şiddetleniyor. Kız ve erkeklerde görülür ama erkeklerde hastalık daha şiddetli seyrediyor. Hatta burun büyümesi yaşanıyor. Kılcal damar genişlemeleri ve sivilceler çok ilerlemeden tedaviye başlanması gerekmektedir. Göze vurduğunda ise göz hekimleri ile birlikte çalışıyoruz. Gül hastalığı, geçici bir hastalık değil, kronik bir hastalıktır. Dönem dönem sönen dönem dönen tekrar aktif hale gelen bir hastalıktır. Sivilceli durumları antibiyotiklerle tedavi ediyoruz. Ancak kızarıklık ve damar çatlaklarını ilaçla değil lazer tedaviler ile yok etmeye çalışıyoruz. Lazerler daha etkili. Hem hastalığın seyrini yavaşlatıyor hem de kızarıklığı ortadan kalkıyor. 4 ile 6 seans sürüyor lazerler ve dönem dönem yapılıyor. Bu hastalar sürekli doktor kontrolünde olması gerekiyor. Çünkü kronik bir rahatsızlık. Özellikle tetikleyici faktörleri ortadan kaldırmak gerekiyor. Siz istediğiniz kadar iyi tedavi etmiş olursanız olun bu faktörler hastalığı tekrar alevlendirebiliyor.” ifadelerini kullandı.

ISPARTA’DA SIK GÖRÜLÜYOR

Hastalığı tetikleyen nedenler arasında güneşin de olduğunu belirten Kesici, “Güneşe maruz kalındığında hastalık daha da alevleniyor. Bu gibi durumlarda güneş koruyucular kullanmak gerekiyor. Bu hastaların ciltleri hassas olduğu için yüksek faktörlü koruyucular kullanmalı ve gün içerisinde yenilemeleri gerekiyor. Özellikle güneşin dik geldiği saatlerde de çok fazla dışarı çıkmamaları gerekmektedir. Bu hastalık Isparta’da da çok görülüyor. Ben bu %10luk kısmı poliklinikte çok fazla görüyorum. Ben ayrıca lazer tedavisi de yaptığım için daha da fazla görebiliyorum öneri üzerine. O yüzden daha sık görüyorum bu rahatsızlığı.”

Exit mobile version