Artık anlayışların değişme, yerleşmiş gereksiz tabuların, hurafelerin, yıkılma zamanı geldi. ‘’Efendim tüm dünyevi işlerimi halledeyim. ALLAH izin ve imkan verirse de, ölmeden şu Hacca bir varıp gelivereyim. ‘’ Nasıl bir inanıştır bu?
Neyse bunu bir kenara bırakalım. Şimdi iftiharla izliyorum ki bu tabu yıkılmaya başlamış. Artık genç genç insanlar HAC ve Umre’ye gidiyorlar. Doğrusu da bu. Eğer inanıyorsan, ibadetinin zirve yapmasını istiyorsan, yaptığın ibadetin hazzına varmak istiyorsan, gençken gideceksin.
Hac farz bir ibadettir. Diğer farz ibadetler dışında yerine getirilebilmesi için tek ayrıcalığı mali yeterlilik hususudur. Günümüzde çalışma, izin, ulaşım ve her türlü dünyevi işler bir engel taşımıyor. Yeter ki iste ve inan. Sen onu sevindirirsen, O’da seni iki cihanda da sevindirir.
O zaman ilk fırsatta haydi KUTSAL MEKANLARA..
21 yıl önce Umre Ziyareti ile nasip olup, o gizemli aşkı kalbime yerleşen Kutsal Mekanlara, HAC farizası nedeniyle tekrar kavuşmak bu yıla nasip oldu.4 yıldır sıra bekliyordum. Yüce Yaradanım bu yılı uygun gördü. Ne kadar mutluyum bilemezsiniz. HAC ve UMRE anlatılamaz, ancak yaşanır.
Kalbiniz de, doğuştan var olan bir OLİMPİYAT MEŞALESİ’NİN ateşlenmesi gibidir. İnsan bedeninizle, yüreğinize düşen manevi bir kor gibidir. Kalbinizde ki sevginin doruklara ulaştığı an gibidir. AŞK ve SEVGİNİN TEKLİK inancı içerisinde RABBİ ile bütünleşmede zirve yaptığı andır. MESCİD-İ HARAM’ DA olmak.
Geçen yazımda da belirttim. Mekke ve Medine çok değişmiş çok büyümüş. Medine çok modern bir şehir olmuş. KABE çok büyümüş olmasına rağmen, Mekke şehri bir türlü ona ayak uyduramıyor. KABE’nin ve şehrin gelişimine ilişkin çok büyük proje ve planlarının olduğunu duydum, ama çok ağır davranıyorlar. Her yıl artan potansiyele rağmen hala eziyet çektirip, Hüccac için şeytanın ekmeğine yağ sürüyorlar. Benim bile 21 sene önce görüp ilk aklıma gelen çok basit bir çözüm şekli olan, Arafat, Müzdelife, Mina, Şeytanlar dahil, tüm Mekke’yi KABE’ye bağlayacak bir Metro hattı halen ortalıklarda yok. Bunun vebali SUUDİLERİNDİR. Daha önceden de belirttiğim gibi Tüm İslam Dünyasının ortak mekanı olan bu KUTSAL TOPRAKLAR, Suudilerin tasarrufuna bırakılacak kadar basit değil.
Hacılarımız gençleştikçe, Suud’luların TÜRKLER üzerindeki düşüncelerinin de değişeceğine inanıyorum.! Biz Türklere karşı olan saygınlılıklarına yavaş yavaş döndüklerini sezinliyorsunuz. Yalnız şu havaalanlarında ki yaşattıkları meşakkat şu devirde hiç hoş değil. Bir İslam Ülkesine hiç yakışmıyor.
Mekke ve Medine girişlerinde tüm hacılara dağıttıkları hediye ve kumanyalar güzel bir gelenek.
Yeni bir şehir yapılanması içerisinde Mekke’ de ki çirkin görüntülerinde ortadan kalkacağına inanıyorum.
Birde bizim yetkililere sesleniyorum. Hac ve Umre fiyatlarında son yıllarda afaki bir artış söz konusu. Bu işte ticari zihniyetin biraz ön plana çıktığını sezinliyorum. İlgili kuruluşlar şu hesap gelir, giderlerini kamuoyuna yüzeysel de olsa bir açıklasalar iyi olacak.
Son olarak; son 6-7 yılda bir Turizm gönüllüsü ve görevlisi olarak, gözlediğim kadar Hac ve Umre Organizasyonlarında başta Diyanet olmak üzere belli bir iyileşme var. Bu her ne kadar Devletin bakış açısı ile alakalı olduğu kadar, İşini çok profesyonelce yapan Özel Turizm Şirketlerinin de bunda büyük payı var. Bunlardan bir tanesi de hiç kuşkusuz HAC Seyahatimi yaptığım BERAT TURİZM.
Yazımın sonunda bana ve eşime bu kutsal yolculukta son derece Profesyonel hizmet veren Berat Turizm Operasyon Müdürü Muhammed Kaya’ya, Müzdelife Vakfesi Duasıyla gönülleri fetheden Din Gör. Adnan Şensoy’a, Mekke’de kaldığımız sürede yardımcı olan Ercan Önel’e, Hocalarımız Alaaddin Bey ve Bekir Büyükbaş’a saygı ve sevgilerimi iletiyor, teşekkürlerimi sunuyorum.
NAZMİ SÜLDÜR
YORUMLAR