Tam sloganlık bir söz,değil mi? Bunu ben dahil hepimiz isteriz ve hatta bekleriz. Ama hangimiz uygularız? İşte sorun da tam burada.

*Kırmızı ışık sarıya döndüğünde –yeşile değil- eğer aracınızı hareket ettirmediyseniz acı acı korna seslerine muhatap olursunuz.

*Yeşil ışık sarıya döndüğünde –kırmızıya değil- durmaya teşebbüs ederseniz acı acı korna sesi yetmez belki de arkadan darbe alırsınız.

*Şehiriçinde Belediye yeni yaptığı asfalt yollara 50 yazarak hız sınırlaması uyarısı yapmış. Ama gelin-görünki o hızla seyrederseniz acı korna sesleri yine sizi rahatsız eder.

*Şehiriçine işiniz düştü ve geçici-kısa süreli park etmek zorundasınız. Yer var ama sandalyelerle engellenmişsiniz. İşyerine MAL gelecekmiş!

*Yollar araçların diye kaldırımı seçersiniz ama her 5-10 metrede bir inmek zorunda kalırsınız. Zira ya esnaf malzeme çıkarmıştır yada araç park edilmiştir. Son zamanlarda masa sandalye bile konur oldu!

*Herşeye rağmen kaldırımda yürümek emin diye düşünüp-kullanırsınız ama bisikletliler zil çalardı şimdi akülü motosikletler var ve ÇEKİLSENE BE ADAM YOLDAN sözüne muhatap olursunuz..

*Herşeye rağmen güvenli bulduğunuz kaldırımın en kötü yanı, kullananları. Hiç kimse kendisi dışındakiler için alan yaratmaz.

*Özel Halk Otobüslerini kullanırsınız. Hem tasarruf hem şehir trafiğini azaltmaktır niyetiniz. Daha binerken 2 levha görürsünüz. Birinde YAŞLI,ENGELLİ VE HAMİLELERE YER VERİNİZ. Diğerinde de YÜKSEK SESLE KONUŞMAYINIZ yazar. Ama gençler oturur ve internetle meşgul havalarındadır, diğerleri ayakta. Birbirleri ile konuşmalarındaki ses tonu da ayyuka çıkar halde.

*Özel Halk Otobüsleri güzergahları çok iyi düşünülmüşte, şoförlere duraklarda inecek varsa durmaları gerektiği söylenmesi unutulmuş. Hatırlatmaya kalkarsanız BİR DURAK GERİ GİDİVERİN lafı sizi kendinize getirmeye yeter. Kimse şikayeti falan düşünmesin. Alacağınız cevap belli.

*Tek sıra geçici –sınırlı süreli- park yerine arabanızı park edersiniz. Hatta duyarlılıktan acele edip-erken dönersiniz. Ama ikinci sıraya park etmiş biri (!) yüzünden çıkamazsınız.

*Eşiniz yada sevdiğiniz insanlarla neşeli saatler geçirmek için bir kafeteryaya girmişsiniz. Etrafınızdaki densizlerden birbirinizi duyamazsınız.

*Eşiniz yada sevdiklerinizle film izlemek için mutena bir sinemaya girmişsiniz,genel beklenti sessizlik. Ama nerde,zamane gençliği gürültülü konuşma ve acaip gülüş uzmanı.

*Eşiniz yada sevdiklerinizle hoş zaman geçirmek için kalite bir lokantaya gidersiniz. Garsonlar pervane,siz istemeden su servisi başlar ve adisyona ilk giren kayıt olur. Siz içmeden kalkmış olsanız bile.

*Ramazan ayı geride kaldı ya,düğünler aldı başını gidiyor. Yollar trafiği rastgele kapalı. Şamata gecenin nısfıleylasına kadar. Saat 23 olmuş, patlama sesleri ile irkiliyorsunuz. Neymiş, HAVAİ FİŞEKLE EĞLENİLİYORMUŞ.

*Mahalleler şehir içinden daha sakin diyorsunuz. Okullar tatil,unutuyorsunuz. Çocuklar tamamen kontrolsüz oyunlarla meşgul ve sizin dinlenme-sessizlik dileyen haliniz kimseyi ilgilendirmiyor.

*En sakin yer eviniz ama alt-üst komşularınız SANKİ APARTMANIN SAHİBİ ve SANKİ KENDİLERİNDEN BAŞKA KİMSE YAŞAMIYOR.

*Hastaneye gidiyorsunuz. Randevulu yada sıra almış bekliyorsunuz. Her kapıda bir ekran ama hastalar beklerken personelle girip-çıkan saygısızların haddi-hesabı yok.

Daha sayayım mı a dostlar..

Herkesin adaleti kendine,kimsenin kimseyi düşündüğü de yok, önemsediği de.

Ben sanki bunu yazdımda,yazdıklarım önemsenecek mi?

Ama son günlerin meşhur bir ifadesini bende uygulamış olma zevkindeyim.

ALGI OPERASYONU YAPTIM SİZE.

Umarım, sözüm yerini bulmuştur.

Selam ve sevgilerimle