Teknoloji evrilerek gelişmeye devam ediyor.
Televizyonlar artık üç boyutlu.
Sinemalar 10 boyutlu.
Eskisi gibi cd’ler yok, her şey harici belleklerde.
Müzik dinlemek için ufak müzik çalarlar var.
Alışveriş için büyük internet siteleri var.
Eski çocuk oyunları için, yeni teknoloji video oyunları var.,
Her şeyin yerine yeni bir şey geçti.
***
Yıllar önce televizyon için radyonun yerini alacak, gazeteleri bitirecek dendi.
Bugün radyo da var gazete de.
Şimdilerde, gazetenin yerini internet haberciliğinin alması gündemde.
Gazetelerin kendi internet sayfaları da var, sadece internet haberciliği yapan sayfalar da…
Artık herkes kendi gazetesini çıkarabiliyor.
Bunun için büyük sermayeye de gerek yok.
Gazetenin yanı sıra; dergi, kitap gibi yazılı basın ürünleri de artık internette mevcut.
Hatta, e-müzik albümü yapanlar bile var.
Facebook’ta, Twitter’da herkes şair, herkes fotoğrafçı.
Yani internette, herkes gazeteci, herkes yazar, herkes müzisyen olabiliyor…
***
Yazılı basının ve internetin okuyucu grupları var.
Her ikisini de takip edenler, sadece interneti, sadece yazılı basını takip edenler olarak üç grup var.
Sadece yazılı basını takip edip, gazeteyi bayiden alanlar genelde internete pek girmeyen kesimi oluşturuyor.
Sadece internetten takip edenler genellikle yaşı otuzu geçmeyen genç nüfus.
Her ikisini takip edenler ise bu çağın tam ortasında, geçiş döneminde kalmış orta yaş ve üzeri insanlardan oluşuyor.
***
İnternet yayıncılığının aslında iyi tarafları var.
En önemlisi ifade özgürlüğü… Hiçbir yere bağlı kalmadan düşünce aktarılabiliyor. Sansürlenme yazılı basına göre daha zor.
24 saat ulaşabilme imkanı ve arşiv var.
Gazeteler bir gün öncesinin haberini verirken, internet her an güncel.
Ekonomik.
Ancak, bunların yanında bir o kadar da eksi yönleri var.
Günümüzde binlerce haber sitesi var.
Abidik haber nokta kom, gubidik haber nokta com…
Bilakis tüm kaynakları ya büyük gazetelerin siteleri ya da haber ajansları… Bazılarında kaynak bile yok.
Bunları denetleyen bir kurum da yok.
Dolayısıyla haberlerin güvenilir olup olmadığı da belli değil.
Gazetelerin kültür sanat, siyaset, ekonomi gibi birçok bölümü ve bu bölümlerde çalışan uzmanlar varken, internet gazetesindekiler hem gazeteci, hem editör hem de yönetici olmak zorunda.
Yani internet gazeteciliği daha zor…
Öte yandan, bu kadar fazla sayıda aynı formatta haber sitesinin olması rekabeti artırmakta.
Rekabet sonucunda, ziyaretçi sayısına göre değer gören siteler daha fazla hit alabilmek için çaba sarfediyorlar.
Bu da aynı gazetelerde olduğu gibi internette de televole kültürünün oluşmasına neden oluyor.
Kalite düşüyor.
***
Gelecekte yazılı basın bitebilir.
Bitmeye de bilir.
Belki, her gün okul kantininde duymak zorunda kaldığım ‘’Gaste alır mısınız arkadaşlar, sadece 50 kuruş’’ feryadının yerini başka bir şey alabilir.
Kim bilir?
Okuyucu…
Fatih Buğra Akbaş
14.04.12