İSRAF

Epeydir yazmadığımı fark ettim. GS-FB maçı ve sonrası gelişmeler (!) çoğu kişiyi olduğu gibi beni de olumsuz etkiledi tabii ki. Özellikle de FB taraftarlarının ”GS kazandığı kupayı soyunma odasında alıverse ne olurdu, bu olaylar da çıkmazdı” yorumu beni çok üzdü.

Ülkemizde her iş ve işlem için bir yönetmelik olduğu hepinizin malûmudur. Bu konuda da ”finalin oynandığı stadda ve maç sonunda kupa verilir” hükmü sanırım FB’liler için hiçbirşey ifade etmiyordu. Sanki olaylar GS yüzünden oldu. Seyircisi bile yoktu maçta ama maç bitip-futbolcular sahada iken ”sulama sistemini” kim açtı? Işıkları kim söndürdü? sorularına halâ cevap üretilmedi.

Halbuki maç öncesi sergilenen tavırları görünce ne kadar ümitlenmiştim. Kapıda karşılamalar, yemek ikramları, sarılmalar… Maç sonrası Alex’i ayrı değerlendirmek lâzım. GS maçları kendisi için olağanüsütü motivasyon kaynağı olan bu futbolcu, maç sonrası gelip-tebrik etme centilmenliğini gösteriyor. Alkışlıyorum.

Ama biz artık kavgayı değil, kardeşliği hak eden tavırları bekliyoruz. Yaralandığımızı ne zaman fark edeceğiz? Ama plmuyor, ne kadar uğraşsanız da bazı seslseri kesemiyorsunuz. Şimdilerde de ”kirli kupa karanlıkta, temiz kupa aydınlıkta alınır” yaygarası başlatıldı. SANKİ IŞIKLARI KARARTAN FB STADINDA GS’LILARDI!.

19 Mayıs kutlamaları da gündemde özel bir yer almayı sürdürüyor. O sabah tesadüfen ŞAİK Lisesi önünden geçiyordum ve bir hareketlilik görüp-bahçeye girdim. Öğrenciler -100 kadar- ve onların aileleri ile 50-60 kişilik genç gruplar gördüm. Meğer şenlikler stad dışına alınıp-böyle bir uygulamaya geçilmiş. 10-15 dakika dost sohbeti sonrası alanı terk ettim ama koskoca Isparta’nın o trafikten karman-çorman olan caddedleri bomboştu! Bir anlam veremedim. 23 Nisan ve 19 Mayıslarda Ispartada gerçekten caddeler boş olurdu. Zira herkes Atatürk Stadyumundaki gösterilerde çocuklarını izlemeye koşarlardı. Öyle tankların-topların yürütüldüğü bir bayram olduklarına ben hiç şahit olmadım. Sanırım birilerinin kafası karışmış olmalı! Zira meydanlara yayılımı gerçekleştirdiklerini azametle aktarırken bu ifadelerde bulundular.

Bazı değişmeleri gerekli ve hatta zaruri buluyorum. Özellikle milli bayramlarda resepsiyon düzenlemelerinin artık ne maksatla yapıldığını birilerinin bana da tüm vatandaşlarımıza da anlatması gerektiğini düşünüyorum. Ben hiç bu resepsiyonlara iştirak etmedim, davet edilecek görevlerde bulunmadım(!) 1986 yılından bu yana Isparta merkezde yaşıyorum. 29 Ekim-30 Ağustos gibi ülke tarihimizin önemli günlerinde düzenlenen resepsiyonların bütçesi devletin kasası.. Ağırlananlar? Devletin bürokrasisi.. Hiç vatandaş iştiraki duymadım. Gazetelerde boy boy bürokratların resimlerini yıllarca gördüm. Vatandaşın vergisiyle anlamsız resepsiyonu da gündeme almak gerek diye düşünüyor ve siyasilere öneride bulunuyorum. BUNU DA KALDIRIN. Devletin en üst makamında tabii ki yapılacak ve dost-düşman devletlere kapılar açılacaktır. Ama illerdeki bu israfın önüne geçilme zamanı geldi diyorum ben… Hatta bu anlamda Eğirdir’deki Valilik Misafirhanesinin de özelleştirilmesini ve elden çıkarılmasını öneriyorum. Bedre koyunun da..

Selam ve saygılarımla