Muhterem okuyucularımızla zaman zaman kısa sohbetler yaparak bazı hatırlatmalar yapıyoruz. Bu günkü sohbetimizi de aynı şekilde bazı hatırlatmalar yapalım istiyoruz…
Sevinç ve kederlerin hesaba çekildiği, dinî duyguların yoğunluk kazandığı, merhamet ve yardımlaşma duygularımızın arttığı, dayanışma duygularımızın doruk noktalara ulaştığı bayramlarımızdan birini daha geride bıraktık. Ramazan Bayramı’nın feyiz ve bereketinin içerisine girip çıktık. Büyüklere saygı, küçüklere sevgi ve muhabbet gösterdik…
Bu mübarek gün ve gecelerin yüzü suyu hürmetine Allah celle celalühünün bizlere insanlık âlemine huzur ve sükûn vermesini istedik. Ateşler içerisinde yanıp kavrulan İslam dünyasına ve bizlere sağlık, sıhhat ve afiyet vermesini, diledik. Gazze, Filistin, Arakan, Türkistan ateşe verilmesin, gariplikten kurtarılsın istedik…
Üç ayların, bayramların, geçmişimizin muhakemesini yaparak, kendimizi hesaba çekerek, geleceğimize şevk ve heyecanla atılma gücü ve kudreti kazandırmak istedik. Âlemleri yaratan ve bizi rızıklandıran Allah celle celalühüye yalvardık. Ortadoğu’daki felaketlerin, dünyadaki olumsuz gelişmelerin ve topyekün İslam dünyasının ateş hattından kurtulmasını istedik Rahman ve rahim olan Yüce Mevla’ya yalvardık. İsrail ve IŞİD’in insanca davranışlar içerisine girip kanlı sahnelere sebep olmamasını istedik…
İnşallah öyle olur.
İçinde bulunduğumuz mübarek günlerde imkânları boşa harcamamamız gerektiği üzerinde durduk İnşallah sonuç hayırlı olur. Dünya ve insanlık âlemi huzura, sükûna kavuşur. Koskoca İslam dünyası, insanlık âlemi gaflet uykularından uyanır. Dünya kan gölü olmaktan kurtulur…
Gönlümüz bunu arzuluyor.
Dünyanın buna ve huzura ihtiyacı var…
Onun için bunları hatırlatıyor. Yetkililerin ve ilgililerin bu yolda harekete geçmesini istiyoruz. İnşallah gecikme olmaz…
YORUMLAR