Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet İslami

KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE İDİ ?

     Muhterem erbab-ı hem kalemler ve gönül dostlarım! Mazisinden bihaber olanlar atisindehepten heder olurlar ve buna Hazreti Âdem (a.s) bu güne kadar devreden zamanın okunabilen sahifeleri şehadet etmektedir.
     Uçak bilinmezken İstanbulda uçan (yanlış hatırlamıyorsam) Müslüman fert hazerfan efendi idi, Gemiyi karada yürüten Hadisle müjdelenen Fatih Hazretleri ve daha buna benzer nice buluşların sahibi olan ceddimizi, ecnebi sevdasıyla onların piyonları Her buluşu onlardan onların oyunu ile bilerek bizede kabul ettirmek için. Bir yüce milleti bir gecede ümmi vaziyete düşürüp. Düzme, çakma kahramanlar icadedip maalesef akılları dumura uğratmağa azmi cemettiler. Ne yazık ki korkuyu hakim kılarak başarı da sağladılar. Atalar der ki: “Okumayan hayvandır” Şimdi bu sözü hakaret olarak anlıyanlar oluyor tabiiki cübbeli yobaz takımından- Avama bir şey denmez de demem de- Halbu ki: manayı mevhumu gayet açık. Hayvanların aklı yok, aklı olmadığı için okumak diye bir mesuliyeti de yok. Elbetteki okumayan hayvandır, Okuyan ise akıl sahibi olan insandır. Şimdi geçmişte 1000 yıllık serüvenin çakma kahramanlarının yediği ekmeğe küfrettikleri şu meşum günde. Hafıza tazelemesi yapmağa dolayısiyle hangi şeyin eli hangi neyin cebinde idi gömek için bir seyahat edelim. Şunun bilinmesi lâzımdır ki:    
  

     YİRMİ SEKİZ ŞABAT BİN DOKUZ YÜZ
      DOKSAN YEDİ MUHİBBİ HAİNLER İLE
     BÜTÜN DESTEKÇİ HAİNLERE İTHAFEN
               DERİM Kİ!
Beş yüz yıl evvelki İ.T. artıkları,
İsyân bayrağını dikti, be çukur.
Rabden lanetli bu yaratıkları,
Benim toprağıma ekti, be çukur.
 
Kezzabı katarak kına tozuna,
Çektiniz, milletin kara gözüne,
Fikiri firara, aklı izine,  
Gönderince idrak çöktü, be çukur.
 
Hâlîk der: “Çevresi mukaddes KÛDÜS”
Düşmanı üstünde kurduğundan üs,
Mahcubiyyetinden müslümana küs,
Etrafına duvar çekti be çukur.
 
Doksan altı, yirmi sekiz Aralık.
Baş kaldırdı silahlı, beş paralık.
Melûn çevik birdeki maskaralık,
İhanet külâhı dikti be çukur.
 
Dokuz yüz sekiz de Abdülhamide,
İ.T.ler kelepçeyi takıp hemide,
Hadu köşkü hapsedecek seni, be. 
Dendiğinde, sabır çıktı, be çukur.
 
Yirmi yedi şabat doksan yedi de.
Dayan, kirsin kibba bağla dedi de.
Bükülüp ağlarken zehri yedi de,
Yirmi sekizinde aktı, be çukur.
 
Özkasnak boynunda garadayının,
Döşeyipte, katlettiği, mayının,
Ölen canlar benim; değil ayının.
Bak şimdi ininiz çöktü, be çukur.
 
Akşam-sabah katranları kazanlar,
Kaynattıkça harlıyordu yazanlar.
Vatanında esir olan kızanlar,
Zulmün boğazını sıktı, be çukur.

Sandık ki: pişince yedirecekler,
Allah razı olsun, dedirecekler,
Meğer balyoz yemek imiş gerçekler.
Cacık denen gıcık çıktı, be çukur.

 
Havamızda, karamızda, denizde,
Yetim hakkı tıkaç oldu, genizde.
Belliki imanla haya yok sizde,
İsmet, iffet, sizden bıktı, be çukur.
 
Pis mideniz, Menderesle doymadı,
İhanetler, Özalla da koymadı!
Gücü bitti Erbakan’a kıymadı,
Tayyib, Gül kazığı söktü, be çukur.
 
Emire’ler, Fadime’ler kalkancı,
Bilinmezdi, kimdir yolcu, kim hancı?
Düblörünüz, süflörünüz yalancı.
Senarist bok oğlu boktu be çukur.
 
Molla Mehemmedi, Kaptanoğlunu,
Eza etmek için pek çok yolunu.
Buldunuz da salladımı kılını?
Kazdığınız kuyu çöktü be çukur.
 
Atalar şu sözü, sizlere der be,
Bir sıçrarsın iki sıçrar, çekirge,
Tuzağa düşerken kim olur perde?
Kan emen sülüğün çoktu, be çukur.
 
Demişler ki: “kendi düşen ağlamaz”
Akrebdir zehirler, yara dağlamaz.
Eşşek ya, boynuna yular bağlamaz.
Kendi etti kendi etti, be çukur.
 
Bilirdik: “Peygamber ocağı” adı,
Seri’nde tahtını kurunca cadı,
Emir eri oldu, her yobaz, kadı.
Balıklar kavağı yıktı, be çukur.
.
İhanete bin yıl ömür biçeni,
Ramadân da rakı, viski içeni,
Kamusal alanı merkez seçeni,,
Araştırdım, dönme çıktı, be çukur.
 
Ülkemde ahlâksız millet dileyen,
Şeref bilmez Silivride meleyen. 
Ahmakları, bağırtlaksız beleyen,
Hep pezevenk, deyyus çıktı be çukur.
 
Anırsınlar hainlerin güruhû.
İçlerinde feryadeder süruhû.
Veli sultan Abdülhamid’in ruhû,
İslâm kılıncını çekti be çukur.
 
Her kemâlin bir zevali olduğun,
RABB’dan haber verir hakkı bulduğun.
Eyvah deyip saçlarını yolduğun,
Günde, hani seven çoktu, be çukur.?
 
Benim dinim:”düşman olsa, zülmetme,
İlâhi fermândan gayre meyletme,
Vahyin çizgisinde dışarı gitme.”
Diyerek elestte çekti, be çukur.
 
Emânet ehlini bulduğu için,
Hakikât batılı sildiği için,
Vakti merhubûnuz geldiği için.
İğrenç filamanız çöktü, be çukur.
 
Müslümanın DNA’sına girdiniz,
Karadayı, başbuğ, çevik birdiniz.
İslâmı itlaftı esas derdiniz.
Herbiriniz hapı çekti, be çukur.
 
Sizin herze anlatmakla biter mi?
Sönen ocaklardan duman tüter mi?
Hasdal, Mamak, hikayesi eter mi?
Öküzler söğüde çıktı, be çukur.
 
İlâyı kelimetûllâhı hakim,
Kılmamıza mani olursa herkim,
Bu müzmin derdine iblistir hekim.
Devâ diye hançer çaktı be çukur.
 
Müslümanın ülkesinde İSLÂM’a,
İftira, mürteci, şablonla yama, 
Vurdunuz, İSLÂMİ: Sabur der ama,
Çatlatıp küpünden çıktı, be çukur.

     Alçaklık da bir irtifa olduğu için, ancak çukur olmalarından dolayı özellikleri olan bu tabirleriyle iltifat ettim. Selân ve düa ile. 

                   06 Rebi’ülahir 1433
                              Salı
                       28 Şabat 2012

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER