M E S A J

K O L Y E Akıl arı, beyin kovan, kâlp petek. Sine gülzar, Gönül solmayan çiçek. Hain nefis, heveslenme boşuna; İmanlı hükümvar taht’a gelecek. “Alemde yağcı alimler olmasaydı, zalimlerin zulme cesareti olamazdı.”(Dağıstanlı Abdül Fettah Efendi) Bu sefer de mesajlarla sohbet edelim, olur mu? Özden başlayayım da ormanı dolanmağa, yaltanıp yalanmağa tevesül edenlerin girdabına uğramayalım. Efendim! […]

K O L Y E
Akıl arı, beyin kovan, kâlp petek.
Sine gülzar, Gönül solmayan çiçek.
Hain nefis, heveslenme boşuna;
İmanlı hükümvar taht’a gelecek.

“Alemde yağcı alimler olmasaydı, zalimlerin zulme cesareti olamazdı.”(Dağıstanlı Abdül
Fettah Efendi)

Bu sefer de mesajlarla sohbet edelim, olur mu?

Özden başlayayım da ormanı dolanmağa, yaltanıp yalanmağa tevesül edenlerin girdabına uğramayalım.

Efendim! Vatan, Millet, Din ve hürriyet düşmanı, dolayısıyla irtikap ettikleri ihanetin karşılığı idam cezası olanlar, mahkemenin davetine icabet etmemek cüretini hala gösterek direniyorlar. Gatakullilerden istifade ediyorlar/ettiriliyorlar..

İhanet şebekesinden, Haberal, Kaya şahini ve nitekim denen din bezirganlarına maalesef üzülerek söylüyorum bu TC. nin gücü yetmiyor. Peki: Dağda çobanlık yapan Durmuş kazara bir sineğe zarar verse,ve o sinekte gidip ineğe Durmuştan şikayetçi olsa, inekte gece gündüz demeden bulur bir binek, zaten karşısında esas duruşa geçmiştir, müzevür, müfteri sekin on dönek. O yerinden kalkmaktan aciz olan garibim Durmuş’u o dağlarda bularak, işine, eşine, yaşına hiçbir kıymet vermeden döğe döğe götürüp, ebcedinden sormağa başlar ve neticede de yusufiyede müsafirimsin der. Evladı ölmüş, karısı hastaymış anası sekeratta imiş, elhasıl her bir türlü dert ve belânın muhatabı olduğu halde, kimse izin verir vermek aklına gelmez ki: İçerike ölse ölür gider doktora da gitmesi binbir türlü bürokrasi engeline takılır.

Doktora gitmesine izin çıktığı anda zaten Durmuşun da ruhu bedenini terk etmiştir. Durmuş: Vatana millete Dine Ülkeye ihanet etmemiştir. Onun için bi-hakkın işkencelerle ömrünün tamamlamıştır. Hainler ise bir dereden bin çeşit su numunesi aldırarak devlet denene benim devlet sen nesin diyebilmektedirler ve dedirtilmektedirler. Ortakları vasati yüzbin canın katili cibilliyeti ermeni zerdüşt’ü beslemektedirler, besletilmektedir. Halbuki bu ülkenin evladı olan onun yanına vardığı anda gırtlağını sıkar/ sıkması lazımdır ki gebersin de bu ihanet bitsin der. Her halde bu ülkenin mahsulatına onu göstermiyorlar.

Ha birde, O hainin idamına engel olan kararnamede. Milliyetçi, Mukaddesatçı, muhafazakar mhp’nin dolayısıyla devlet boh çalı nın imzası yok mu! Öldürttürdükleri Müslüman gençlerin kandırılarak kullanıldığı ve onların kanı üzerine tahta çıkanların hakiki kimlikleri de böylece meydana çıkmıştır. Çıkmıştırda, halâ bu hakikatleri görmekten aciz olanlar ile gördüğü halde idrakten mahrum olan bunlar. Bunlar yar ya bunların imanı hususunda ben tereddüde kaldım. Bediüzzaman Said-i Kürdi Hazretlerinin buyurduğu gibi “Cennet ucuz değil, Cehennem de lüzumsuz değil” bundan dolayı dileyen diledşiği nara veya nura gitsin de. Fakat kendini bir şeyler sandıranların iğfaliyle bana kan kusturmaları affedilir bir cürüm değildir. Allah’a sonsuz şükürler olsun kısmide olsa bu günleri gösterdi ya elhamdülillah. Devanın geleceğe havale ederek, şimdi geçmişte ve genel olan durumun yorumunu görelim.

M E S A J
Bu mesaj hem hinedir, hemi de dinsiz cine.
Hem toprakta yatana, hemide dağdakine.
Cevheriniz var ise sizde atın içine.

Ateşten yaratılan cinler aldı mesajı,
Cehaletin babası mahrum kaldı, ne acı

Hainler Silivriden talimâtı veriyor,
Müttefiki zerdüşt te Mehmedimi vuruyor.
Dünyaya bedel ordum! bana hesap soruyor.

Ben böyle değil idim, hükmederdim cihana.
Her şeyim feda idi dinim ile vatana.

İhânetler, zindandan daha hızlı yürüyor.
Atalet pası sardı, küflenen de çürüyor.
Görmek için bir bakın, nesli asım kuruyor.

Yoksa referansınız tağut olan büstemi?
Millet size güvendi, yıkın kafir sistemi:

Biliriz değilsiniz, Gül evliyâ torunu.
Tayyip de parıldatır hakikâtin nurunu..
Çekin gayri mizâna dört yıldızcı Karunu.

Yassı oda atıyor yoldaşlara mesajı.
Ayni kûlvarda, hacdan haç ile gelen hacı!

Tükenmek üzeredir Nureddin’in dermanı,
Fırsat ele geçmişken, savurun şu harmanı.
Genel de halefiniz, hep dolaştı ormanı.

Ormana ateş attı, yanıyor cayır cayır,
Mümkün ise yangında, kurudan yaşı ayır.

Elbet düştüğü yeri yakacak, düşen ateş
Ölen benim, yıldız da kahramanlıklar beleş.
Gönüllere korkuyu eylediler tebelleş.

Korkuların ecele faydası yok demedi,
Bu domuzlar semirdi, Mülayim’im yemedi.

Hakikât bu, bu amma, Alperenler uyansın,
Uyanınca, zalemâ karşısında dayansın!
İSLÂMİ’yi attığı, ateşte kendi yansın.

Bu domuzların böyle yanması bir biçimde,
Sevap vardır görünen bu günâhın içinde!.

Benim gibi bir mecnuna tahammül edip dinlediğiniz için selam ve sevgilerle teşekkürler ederim.

Exit mobile version